"yazı" ile Etiketlenen Konular
Hazreti Hamza, ömrünün sonlarında, düşman saflarına hücum etmek için zırhsız ve kendinden geçmiş bir halde savaşa gelirdi.
Göğsü açık, vücudu çıplak olduğu halde ileri gider, kendini kılıçlara atardı.
Halk: Ey Rasulullah’ın amcası, ey saflar yaran aslan, ey erler padişahı,
Sen Allah’ın buyruğunda, “Kendinizi tehlikeye atmayın.” emrini okumadın mı?
O halde neden harp meydanında kendini...
Otuzbeşime bastım geçen hafta...
İlk yarı bitti : Hayat:1 - Ben:0...!!!...
Ama belliydi böyle olacağı
Nicedir başlamıştı belirtiler:
Yolda çocuklar "Amca şu topu atıversene" diye seslendiklerinde kuşkulanmıştım ilkin...
Sonra saçlarımdaki beyaz teller tescilledi yarı yolun ufukta göründüğünü,
Baktım; lise fotoğraflarım sararmış, sınıf arkadaşlarım yaşlanmış.
Eş dost sohbetlerinde sağlık ve çocuk konuşulur olmuş, seyahat ve aşk yerine...
Gök...
burası dünya ve biz artık çok sıkıldık
alıp başımızı sana gelmek istiyoruz
sana gelmek orada kalmak istiyoruz
çok unuttuk hatırlamak istiyoruz
başımızın okşanmasını
gözyaşımızın silinmesini
kolumuza girilmesini istiyoruz
yağmurunu ve meleklerini yeniden istiyoruz
rüzgarın sesini,ırmağın sesini
dağların dağ denizlerin deniz
kadınların kadın çocukların çocuk
erkeklerin erkek
ekmeğin ekmek olduğu bir dünyayı
yeniden isterken seni istiyoruz aslında
bunu söyleyemiyoruz
her yer gece çok gece
ve biz meleklerini...
Maviyi seviyorum…
Belki de çok kişi benim kadar mavi üzerine konuşamaz
Onun insanları dinlendiren tonlarından başlayıp, deniz mavisindeki enginliği, gök mavisindeki serinliği, kar mavisindeki hafifliği saatler yorulana kadar anlatabilirim.
Sadece maviyi mi? Dağların eteklerini yaladığı sarp kayaların veya gümüş kumsalların hemen bitiminde, maviye nispet yapan bin çeşit ağacın bin çeşit yeşilini de…
Yeşili de
Az...
Tek bir harf...
Bir harf ama bütün harflerden müteşekkil nice cümleler onun yanında acze düşüyor...
Arapçadaki ‘la'dan söz ediyorum.
Öyle bir harf ki bu, insan hayatının, ya ebediyete giden mecra veya inkisarla sonuçlanan bir macera olmasını sağlıyor.
Çocukluğumdan beri imanın, neden bir olumsuzlama ile başladığını düşünmüşümdür...
La diyerek başlayan bir iman etme...
Sonra...
ANNE
ALİ ÇANKIRILI
ADINI “KEREM” koymuşlardı. Gözlerini Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağlı bir kreşte açmıştı. Aynı odada onun gibi irili ufaklı bebekler vardı. Ağlayan, öksüren, hapşıran ve uyuyan bebekler. Onları izlerken hiç canı sıkılmıyordu. Belli saatlerde beyaz önlüklü anneler gelip onlara biberonla mama veriyor, altı kirlenenlerin bezini değiştiriyorlardı.
...
BENDE NE VAR?
MURAT BAŞARAN
Bir okyanusa düşer gibi düşmek ölüme; yüzme bilmeden...
Bir kabusun ortasında uyanmayı aramak acizce...
Renkleri aramak siyahta boğulurken.
Baharı aramak...
Nefes almayı veya...
•••
Bu soğuk.. bu sert.. bu kalın duvarın ardında ne var?
Son değildir ölüm...
Müjdedir belki hatta...
Duvarın ardında ne var?
Bende ne var?
•••
Bulutlarda yalınayak koşar gibi kavuşmak ölüme...
Aşkı bulur gibi...
Aşkı yaşar gibi...
Bir çiçek...
Anne ve Babalara
Kalabalık konferans salonunda, mesleğinin doruğunda bir avukat, o gün mezun olacak hukuk öğrencilerine hitap etmek üzere kürsüye geliyor. Herkes meslekten söz edeceğini zannederken O, hayatı anlatıyor:
“Hepiniz kişisel yaşamınızı bir kenara koyup çok çalışabileceğinizi kanıtladınız” diyor bilge hukukçu… Ama unutmayın ki, ölüm döşeğindeki birisi ‘Keşke işime...
"kişiselse sanane ?? "
"Girmezsem n’olcak?"
"Kişisel ileti yok. Kişisel sorun var."
"Bizim kişisel neyimiz oldu ki iletimiz olsun."
"Bizim Kişisel bi olayımız olmaz"
"Girdim, oldu mu?"
"Kişisel iletiye hayır!Yaşasın toplumsal mücadelemiz.. "
"Kişisel iletiye evet!Yaşasın bencillik, egoizm, narsizm.."
"Kişisel iletinizin olamabilmesi için önce kişiliginizin olması gerekir"
"Kişisel bir...