Tam Ölçülü Güllaç Tarifi / Güllaç Tatlısı
Ramazan denince ilk akla gelen yiyecek pide ikinci akla gelen güllaçtır nedense. Bir çok tarifi mevcut bu güllaç tarifi gerçekten ne çok sütlü olup keserken dağılıyor nede kuru olup canınızı sıkıyor. Tam kıvamında oluyor kolayca servis yapılıyor.Tabi siz servis yaparken ekstra süt dökebilirsiniz sütü bol seviyorsanız. Yada bir su bardağı fazla süt ekleyebilirsiniz.
Güllaç ve süt miktarını aynı ölçüde ekleyip azaltmanız da mümkün. 10 yapraktan yaparsanız 10 bardak süt ve 2 su bardağı şeker yeterli olucaktır.
Daha önce denediğim tek porsiyonluk güllaç tarifine de bir göz atın.
Meyveli güllaç tarifi de burada
Güllaç tarifi için gereken malzemeler
8 yaprak güllaç
8 su bardağı süt
1.5 su bardağı şeker
1 su bardağı fındık veya ceviz
Üzeri için
Arzuya göre fıstık tozu,nar,gül suyu
veya benimki gibi çilek :)
Güllaç tarifi nasıl yapılır
Güllaç yapmak için öncelikle Tencereye süt alınır içerisine şeker eklenerek sıcağa yakın şekilde ısıtılır (yoğurt mayalarken olduğu gibi serçe parmağınızın dayanabileceği sıcaklık yeterlidir) karıştırılarak şekerin içerisinde erimesi sağlanır. Bu aşamada dilerseniz süte vanilya ekleyebilirsiniz. Orta boy bir tepsi alınır. Ben büyük boy yuvarlak borcam tepsi kullandım. Güllaç yaprakları dörde bölünerek tepsiye gelişi güzel yerleştirilir. Yuvarlak kenarlarını tepsinin yuvarlak kısmına gelecek şekilde koyarsanız daha kolay oluyor. Sıcak sütten 2 kepçe (1 su bardağı) alınarak güllaçların üzerine gezdirilir. Diğer güllaç da kırılarak aynı şekilde eklenir. Bu şekilde dört yaprak güllaç bittiğinde iri dövülmüş fındık veya ceviz serpiştirilerek diğer 4 yaprak güllaç üzerine aynı usulle eklenir .
Kuralımız basit ölçümüz her güllaç yaprağı için bir bardak süt 4 güllaç+ 1 su bardağı fındık + 4 güllaç yaprağı . Bu şekilde hazırlanan güllaç en az bir saat bekletilir. Bir saatin sonunda sütü tamamen çektiğini ve kesilecek kıvama geldiğini göreceksiniz. Kesilerek servis tabağına alınan güllaç dilimleri süslenerek servis yapılır.
Güllacın Tarihçesi
Osmanlı ve Türk ramazan kültüründen geriye kalan en önemli miras, eski adetleri, yemekleri, gelenekleri şimdilerde pek hatırlamasak da güllaçtır. Güllaç denince akla ramazan, ramazan denince de güllaç gelmektedir. Pek tabii güllaç da güllü aştan güllaca dönüşürken, tariflerde de değişmiştir.
Osmanlı sultanlarının sofralarından eksik etmediği güllaç, genellikle şeker şerbetiyle yapılır, gül suyu, misk, kaymak, şam fıstığı, badem veya fındık da katılırdı. Güllaç yaprakları bohça, muska veya rulo şeklinde sarılırdı. Yaprakların yumurtaya bulanarak kızartıldığı ve şerbete atıldığı bir çeşidi de vardı…
13. yüzyıla ait en eski tarifine göre, güllaç yapraklarını hazırlamak için buğday nişastası ve su veya çırpılmış yumurta akıyla yapılan sulu bir hamur saca dökülürdü. Bugün ise güllaç hamuru mısır nişastası ve sudan yapılmaktadır.
Güllaç, saray mutfağına ilk kez 1489 yılında alındı. Kastamonulu Ali Usta, elinde kalan yufkaları, saray görevlilerinin Kastamonu gezisi sırasında şekerli sütle ıslayıp bir tatlı haline getirdi. Orada bu tatlıyı beğenen saray görevlileri, bu tatlıyla beraber Ali Usta’yı da saraya tatlıcı başı olarak götürdüler.
Ömür Akkor
Ellerine sağlık canım. Enfes görünüyor. Hayırlı iftarlar ❤