"ayet" ile Etiketlenen Konular

  Son günlerde tartışılan meselelerden birisi..Ölen insanların ruhuna kuran okunur mu ,okunursa onlara bir fayda sağlar mı..  ÖLÜLER DİRİLERİ DUYARLAR VE ANLARLAR 1- efendimiz bedir de ölen kafirlerin cesedlerini üç gün öylece bırakıp sonra yanlarına gelip onlara biz rabbimizin bize vad ettiğine ulaştık siz de inandığınız şeylerein doğru olup olmadığını gördünüz mü diye...
  Onlar (o müminler) ki, eğer kendilerine yeryüzünde iktidar verirsek namazı kılar, zekâtı verirler, iyiliği emreder ve kötülükten nehyederler. İşlerin sonu Allah'a varır.Hac 41   Allah, imana erişip dürüst ve erdemli davranışlarda bulunanlara, tıpkı kendilerinden önce gelip geçen (bazı toplumları) egemen kıldığı gibi, onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına; onları üzerinde görmekten hoşnut...
Hayırlı kandiller diliyorum sizlere.. “Regâib”  rağbet olunan, bol ihsan ve değerli hediyeler demektir. Mübarek Receb ayının ilk Cuma gecesinde bu kabil ihsan ve ikramlar beklenildiği için o geceye “Regâib gecesi” denilmiştir. Üç aylar zincirinin ilk halkasını oluşturan Regâib gecesi aynı zamanda diğer mübarek gün ve gecelerin müjdesini verir. Bazı eserlerde Rasûlullah...
Ebu Hüreyre r.a. anlatıyor: “Bir adam Allah Rasulü s.a.v.’e gelerek; – Ey Allah’ın Rasulü, kendisine iyi davranma ve haklarını koruma hususunda en öncelikli kişi kimdir, diye sordu. Allah Rasulü s.a.v.: – Annendir, buyurdu.   Ben; – Sonra kim, diye sordum. – Annendir, buyurdu. – Sonra kim, diye sordum, üç defa ‘Annendir’ buyurdu. Ondan sonra kim gelir, diye sorunca: –...
..................... (Yerdeki mahluklara acımayana, gökteki melekler acımaz.) ................................ Hayvanlara acınmasını bildiren Peygamber efendimiz buyuruyor ki: (Bir kadın, bir kediyi hapsedip, yiyecek içecek vermedi. Bir şey bulup yemesi için de serbest bırakmadı. Kedi öldü, kadın da bu yüzden Cehenneme müstahak oldu.) ........................... (Susuz bir mümin, kuyuya inip su içti. Bir köpek de kuyunun ağzında susuzluktan...
BİZİM CUMALARIMIZ MEHMET IŞIK Cuma günü ve namazı, Sahabe-i Kiram ve onların yolunu takip eden müslümanlar tarafından bizim anladığımızdan daha farklı anlaşılıyordu. Özel bir gün, bir bayram olarak yaşanıyordu. Günümüzde ise Cuma günü ve namazı, başka birçok mukaddes vazife gibi aradan çıkartılması gereken bir alışkanlık, bir yük. Maalesef böyle görülmekte, böyle...
İşte yine bir akşam güneşi Medine tepelerinde gurub etmiş, Mescid-i Nebi’de ihtimal Yatsı namazı da kılınmıştı. Akşam vaktinin hareketliliği neredeyse azalmıştı ki, Allah Rasulü’nün huzuruna Suffe ashabının ileri gelenlerinden Ebu Hureyre r.a. geldi. Allah Rasulü’nün yanına kadar yaklaştı ve: -Ya Rasulallah! Üç günden beri bir lokma bir şey yiyemedim. Üst üste...
Bir sabah, müdürüm, elinde bir kitapla geldi ve “bu kitabı patronumuz sana gönderdi; bunu okuyacakmışsın” dedi. Kitap, çevre mevzûatına dâir seminer notlarıydı. O anda içimi sevinçli bir telâş kapladı. Önce, beni, bu kitabı okumaya ehil birisi olarak gördüğüne memnun oldum. Sonra bir düşünce aldı beni... Bu kitabı ne kadar sürede okuyacağımı, ne adına...
İnsanın hastalandığında şifa için sebeplere müracaat etmesi, bu çerçevede doktora gitmesi, doktorun tavsiyelerine uyması, verdiği ilâçları kullanması, hastalığın hikmetlerini kavrayarak sabretmesi ve şifayı yalnız Allah’tan beklemesi; sağlıklı günlerinde ise sıhhat ve âfiyetini gözetmesi ve sıhhatini bozmamaya dikkat göstermesi hiç şüphesiz şifa için önemli birer fiilî duâ niteliği taşır. Şifa için...
Sayfa başına git