Oruç ve sağlığa faydaları
Orucun sağlığa faydaları
Karaciğer: Bilinen 16 grup görevi vardır ve 24 saat hiç durmadan bu görevleri sürdürür. Karaciğer, yalnız oruç sırasında görevlerinin altı tanesinde günde altı saatlik bir dinlenmeye geçer. Ah, karaciğer hücreleri dile gelse de, bu altı saatlik dinlenmenin kendileri için ne büyük bir nimet olduğunu söylese!
Mide: Oruç anında tüm kaslarını dinlendirir, iç zarındaki tüm hücreler kendilerini tamir fırsatı bulur. Oruçla birlikte mide şartlı reflekse geçerek asit salgısını durdurur.
12 parmak bağırsağı: Oruçtan en büyük sağlık payını alır. Oruçla birlikte ortalama 10 saat dinlenmektedir. Oruç, sırasında özellikle iç zarlarını ve savunma merkezleri olan «peyer plakalari»nı revizyona sokar.
Kalp: Kan hacmindeki azalma, kalbe ciddi bir istirahat sağlar. Doku arasındaki fazla su atılarak doku tansiyonunu düşürür. Halk arasında küçük tansiyon diye bilinen kanın kalbe baskısı oruçlu iken düşer. Bu, kalbe yapılabilen en büyük iyiliktir.
Hücre: Çeşitli görevlerle yükümlü hücreler, özellikle besin alışverişi, hücre içi ve hücre arası su dengesini ayarlamak zorundadır. Hücrenin en büyük yorgunluğu, buradan gelmektedir. Oruçta tüm bu olaylar en aza indiğinden, hücrelere nefes alma imkanı doğar.
Oruç ve bazı faydaları
Oruç, Allah için tutulur. O’nun rızasını kazanmak her şeyden üstündür. Ancak oruç tutarken birçok kâr elde ederiz.
* İlk olarak oruç tutan nefsini alçaltmış, ruhunu yükseltmiş olur. Nefsini alçaltan alçak gönüllü olur ve kendi yücelir.
* Oruç tutan Allah’a yaklaşır, ibadetlerinin daha zevkli olduğunu görür. Allah’a bir adım yaklaşana ise Rabbimiz on adım yaklaşır.
* Oruç tutan sağlık bulur. Oruç adeta “bıçaksız ameliyat” tır. Vücudumuzu dinlendirir, yeniler.
* Oruçluyken daha içten dua edilir ve oruçlunun duası daima makbuldür.
* Oruç tutan kul olduğunun, yaratılmışlığın farkına varır.
* Açların, yiyecek bulamayanların halinden tok anlamaz. Ancak oruçluyken fark edilir.
* Oruç bir sabır denemesidir. Efendimiz (s.a.v.) “Oruç sabrın yarısıdır” buyurmuştur.
* Aç duranın basireti açılır. Zihni daha berrak olur. Yine Peygamberimiz “Aç duranın idraki artar, zekâsı açılır,” ve “Tefekkür, ibadetin yarısı, az yemek ise tamamıdır” buyurmuştur.
* Açlık, kalpte incelik doğurur. Kişi çevreye daha merhametle ve müsamaha ile bakar. Hadis- i şerifte “Az yiyenin içi nurla dolar” ve “Allah-ü Teâlâ, az yiyip içen ve bedeni hafif olan mü’mini sever” buyurmuştur.
Ramazan ile birlikte hepimiz de olumlu, güzel değişiklikler olur. Rabbimiz rızasını kazanmak isteyenleri adeta mükafata, berekete ve sıhhate boğmaktadır. Kıymetini bilelim.
Oruç açlık değildir
Evet, oruç tutarken sahurdan iftara kadar aç kalırız. Bu bazı aylarda 12 saati bulur. Ama bu açlık, açlık grevi yapan veya rahatsızlığı için aç kalanlarınkine benzemez. Çünkü:
Oruç tutan Yüce Rabbi’nin rızası için aç kalmaktadır. Aç kalmaya isteklidir ve açlıktan memnundur. Bu yüzden şekeri fazla düşmez.
Diğer bir nokta çok acıksa bile yeme yolu (iftara kadar) oruçluya kapalıdır. Çünkü kasten orucu yiyen yerine 61 gün kesintisiz tutmak zorunda olduğu için bunu aklına bile getirmez.
Kendim hep yaşamışımdır. Oruçlu değilken karnım tok olduğunda bile yemek vakti gelince yemekhaneye gidenleri görünce midem kazınmaya başlar, açlık hissederim. Çünkü yemeğe şartlanmışımdır. Halbuki oruçluyken en gözde lokantaların önünden geçerken veya en nefis yemek kokuları duyduğumda bile iştahımda en küçük kıpırdanma olmaz.
Açlık grevi yapanların veya zayıflama diyeti için aç kalanların durumu öyle midir? İçlerindeki yeme hissini bastırmak için aşırı bir gayretin çabası ağır basar. Mideleri kazınır, ağızlarından su akar. Fakat yiyemezler, yemeleri gerekir. Kan şekeri düştükçe düşer.
Bu yüzden oruç tutmak şifadır, bünyede hiçbir probleme yol açmaz. Lütfen orucu, başka gayelerle yapılan açlıkla karıştırmayalım. Dıştan bakan benzer eylemler gibi görse de tamamıyla farklı iki tatbikattır. Biri rahmet ve berekettir, diğeri nefise zorluktur…
Henüz yorum yapılmamış.