Ne yediğinizi biliyormusunuz..?
Kasaptan aldığımız hazır kıymanın içinde tavuk kemiği olabileceğini, yoğurdun içine daha yoğun görünmesi ve miktarının artması için nişasta katılabildiğini veya kaşar peynirinin içinde patates püresi olabileceğini düşünebilir misiniz?
Maalesef, hazır gıdalarda duyunca dudağımızı uçuklatacak daha nice hileler yapılıyor. Fiyatı daha uygun diye tercih edilen, açıkta satılan birçok gıdanın içinde, aslında olmaması gereken, çoğu insan sağlığına büyük ölçüde zararlı maddeler bulunuyor. Özellikle her kesimden insanın mecburen tükettiği et, süt, peynir, ekmek gibi temel gıdalarda yapılan hilelerle ürünün maliyeti düşürülüyor. Hileli gıdalar, pazarda, markette, restoran ve büfelerde olması gerekenden daha ucuza satılıyor. En çok hile yapılan gıdalardan biri olan kıymayı eğer et parçasından çektirirseniz fiyatı 10 milyonu aşıyor. Paketlenmiş hazır kıymalardan alırsanız fiyatı 3-5 milyona düşüyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Hıfzıssıhha Enstitüsü Müdürü Muhsin Öztürk, hile olmasa aynı kalitede bir ürünün bu kadar farklı fiyata satılamayacağını söylüyor. Tüketicilere rastgele alışveriş yapmamalarını tavsiye eden Öztürk, fiyatı olması gerekenden daha ucuz olan bir üründen her zaman şüphelenilmesi gerektiğini belirtiyor. Öztürk, bu tür hilelerin ortaya çıkmasından sonra ünlü gıda markalarının ürün fiyatını artırmasını da doğru bulmuyor ve tüketicinin ikinci bir olumsuzluk yaşadığını vurguluyor.
En çok hile, yapı itibarıyla müsait olan, karışım halinde piyasaya sürülen, yapım aşamasını görmemizin mümkün olmadığı ve karıştırılan maddelerin anlaşılmasının zor olduğu ürünlerde yapılıyor.
Bunların başında ise, hazır kıyma, salam, sucuk, sosis, kavurma gibi et ürünleri, süt ürünleri, baharatlar ve unlu mamuller geliyor.
Parça ette hile daha az yapılıyor. Bazı yerlerde etin daha kırmızı ve taze görünmesi için içine kimyasal maddeler enjekte ediliyor. En çok tüketilen et şekli olan kıymada ise karışım olduğu için parça çok fazladır ve iyice küçültülüp öğütüldüğü için fark edilmesi zordur. Hileli kıymanın içine, normal şartlarda yiyecek olarak kullanamayacağımız et parçaları, etin mühürlü kısım, zar kısmı, sinirler, dış yüzeyindeki kurumuş zarı, kanlı kısımları katılıyor. Kasaba gittiğimizde istediğimiz parça et hazırlanırken gözümüzün önünde atmak için ayrılan kısımlar daha sonra kıymanın içine girebiliyor. Bu tür besin değerini yitirmiş, çabuk bozulmaya eğilimli kırpıntı maddeler insan sağlığına zarar veriyor. Özellikle damga boyasının çok miktarda olmasının büyük zararı var. Bazen de kıymanın yapısını değiştiren sakatat katılıyor. Ağırlığını artırmak için yağ, rengini kırmızılaştırmak için dalak katılıyor. Muhsin Öztürk, son zamanlarda yapılan analizlerde kıymanın içinde tavuğun artık ürünlerinin, kanat uçlarının, taşlıklarının, ayaklarının, derisinin ve kemiklerinin de tespit edildiğini anlatıyor.
Sucuk, salam, sosis, pastırma, kavurma gibi et ürünlerinde de çok hile yapılıyor. Bunların içine et kırpıntıları, etin düşük kaliteli kısımları katılıyor. Ayrıca, fiyatı düşük olanların çoğu, besin değeri düşük yaşlı hayvanlardan yapılıyor. Romanya ve benzeri ülkelerden, resmi veya gayrıresmi yollarla getirilen etlerden yapılan sucuklar da piyasada çok düşük fiyata satılıyor. Öztürk, “Düşük fiyata satılan bazı et ürünlerine kanatlı hayvan etinin çok katıldığını gördük. Elbette işe yarar kısımları değil, artık kısımları. Tavuk derisinden sucuk yapılabiliyor. Bozulan veya son kullanma tarihi geçen ürünler, yeniden işleniyor. Bir sucuk fabrikasında bizzat şahit oldum bu sahtekarlığa. 100 kg sucuk karışımının içine 10 kg küflenmiş sucuk katılıyor. Baharat ve sarmısakların arasında kokusu ve tadı anlaşılmıyor.”
Henüz yorum yapılmamış.