Hilal mi Takvim mi…?
Suudi arabistan da ay rutin izlenir ve senenin bütün aylarında hilal ile giriş ve çıkışlar hakkında rapor tutulur. Önceki ay gözetlendiğinden ay başı itibarıyla arafatta vakfe zamanı netleşmiş olmaktadır. Dolayısıyla da bayram günü ile alakalı bu amel asrı saadetten beri bu şekilde gelmektedir. Allah rasülü bunu böyle öğretmiş ve uygulamıştır.
el cevab : evet.
Değişik İslam ülkelerinde eski zamanda haberleşme yokken insanlar ayı gözetlese ve hilali görüp görmeme durumuna göre kurban kesme günüde farklılık olsa , sonradan haber gelse ve haremeyn dışındakilerin bir gün önce kurban kestikleri anlaşılsa ne lazım gelir sorusuna bakmak gerekir,
Allahın kasdedildiği ve sünnetteki yollarla gidildiği bir düzlemde bu durum oluşmuşsa Allah ın katında amelin kabul olunması ümid edilebilir.
Aslında namaz vakitlerinde de güneşin hareketlerine tabiyiz . ama onun takvimsel ve saatle ölçülendirilmesi kolay olduğundan diyanet başkanını yanıltıyor herhalde . Oradada takvime değil güneşin vakitlerine tabiyiz. Ama onun bu söylemine göre sanki takvime tabiyiz, gerçekten takvime tabi olsaydık . bütün dünya da namaz vakitlerini sabitlememiz gerekirdi. Mevsimler vs de hep aynı saatlerde sabahı öğleyi kılardık.
-Namazın vakitlerinde takvim yayınlanmasıyla orucun vaktinde takvim yayınlanması bir değildir. kaldıkı takvimde de esas güneşin hareketleridir. ve güneşin hareketleriyle alakalı peygamberimizin sözleridir. sabah güneşin fecri sadıkıyla başlar güneşin kendisinin görülmesiyle biter. öğlen de ölçü güneşin sema da en üst noktaya varması ikindide bir şeyin gölgesinin iki katına çıkması , akşam da güneşin batışının başlaması yatsı da güneşin batış tarafındaki şavkının kaybolmasıdır. bundan dolayı namaz vakitleri mevsimlere göre sürekli değişir.
Hac da haremeyn ikliminin bir yerinde ayın hilalinin görülmesi esastır. bin kusur yıldan beri bu amel böyledir. asrı saadette de böyleydi.
Dağda hilal aramakla bu işler olmaz diyen Diyanet işleri başkanının bir adım daha ileri gidip Hacda da araplara uymadan bir gün önce arafatta vakfeye durmasını bekliyoruz.Hac arafattır . Eğer kendisi dediğine inanıyorsa , araplardan ayrı takvime göre arafatta vakfeye duracaksa haccı olmuyor.
Arafe Günü
Kurban bayramından bir önceki gündür . Haccın iki temel rüknünden birisi olan vakfe, kurban bayramından bir gün evvel Arafat meydanda topluca yapıldığından bu güne yevm-i arafe [dilimizde arefe veya ârife günü] denilmiştir.
Buna göre hacılar perşembe günü arafatta vakfeye duracaklardır.Bayram Cuma günüdür.
İmam Muhammed’in şöyle dediği nakledilmektedir: “Hilali bizzat gören kişi, kendi tespitine göre Arefe günü olan günde vakfe yapsa vakfesi caiz olmaz. Onun Hac Emiri ile birlikte tekrar vakfe yapması gerekir. Çünkü topluca vakfe yapılan gün gerçekte bayram günü de olsa topluluk hakkında hac günü, yani arefe günü sayılır. Vakfe vaktinde ayrılığa düşmek caiz olmaz. Bu sebeple o kişinin tek başına yaptığı vakfenin bir önemi olmaz. Görüş ve kanaat belirtilmesini caiz kılacak bir sebepten dolayı Hac Emiri vakfeyi bir gün geciktirecek olsa ondan önce vakfe yapanın vakfesi de caiz olmaz.2 “
Hiç bir ihtilaf hiç bir zaman iki ayrı günde Arafat vakfesi yapılmasına yol açmamıştır. Çünkü Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir Hac emirliği görevi koymuştur. Hacılar, Hac Emiri’nin belirlediği tarihte Arafat vakfesi yapmak zorundadırlar. Çünkü onun ihtilaflı bir konuda verdiği karar, ihtilafı ortadan kaldıracaktır.
peki bayram namazı nezaman kılınacak
Tüm islam aleminde cuma günü Türkiye hariç..:))
http://www.ensonhaber.com/turk-hacilar-daha-erken-arafata-cikiyor-2012-10-24.html
Kurbanları fesat ettikleri yetmedi haccada fitne karıştırdılar..Görülmüş şey değil..Hacılar Arabistan da zaten nasıl bir zaman farkıdır bu ..:)) Orada Türkiyedeki saat ve zamana göre nasıl hac yapıyorlar..Herşey aynı arafata çıkma vakti farklı komik cidden..
Hiç bir ihtilaf hiç bir zaman iki ayrı günde Arafat vakfesi yapılmasına yol açmamıştır. Çünkü Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir Hac emirliği görevi koymuştur. Hacılar, Hac Emiri’nin belirlediği tarihte Arafat vakfesi yapmak zorundadırlar. Çünkü onun ihtilaflı bir konuda verdiği karar, ihtilafı ortadan kaldıracaktır.