Beraat Gecesi ibadetleri ve namazı
Beraat Gecesi
“Hâ mim. (Helal ile haramı vesâir hükümleri) açıkça bildiren (bu) Kitâb’a yemin ederim ki, hakîkat, biz onu mübarek bir gecede indirdik. Gerçek, biz (onunla kâfirlerin uğrayacakla-rı azabı) haber vericileriz.
(O, bir gecedir ki) her hikmetli iş, nezdimizde bir emir ile, o zaman ayrılır. Hakikat, biz Rabbinden bir (eser-i) rahmet (rahmet eseri) olarak (Peygamberler) gönderenleriz. Şüphe yok ki, O, hakkıyla işitenin, (her şeyi) kemâliyle bilenin tâ
kendisidir.” (Duhân Sûresi 44 /1 -6)
Gunyetü’t- Tâlibîn’de İbn Abbâs -radıyallâhu anh-‘ın bu âyetlerin tefsiri ile ilgili olarak şu açıklamaları zikredilmektedir:
“/-/a, mim: yani, Allah Teâlâ kıyamet gününe kadar olacak şeyler hakkında hükmünü vermiştir.
el-Kitâbü’l-Mübîn, Kur’ân-ı Kerîm’dir. Mübarek geceden mu-rad, Şaban ayının ortasındaki gecedir (yani, onbeşinci gecesi-dir). O gece, Beraat gecesidir.” (Gunye 1 /189)
Hasan Basri Çantay -rahimehullah-‘ın Kur’ân-ı Hakîm ve Meâl-i Kerîminin mübarek gece ile ilgili açıklaması ise şöyledir:
“Kadir gecesi, yahut Şaban ayının yarısı olan Berâet gecesi.. Celâleyn’de: “O gece Kur’ân-ı Kerîm, Levh-i mahfûz’dan, yedinci gökten, dünya göğüne inmiştir.” denilmektedir.
Beydâvî ve Medârik’e göre: “Kur’ân o gece Levh-i mahfûz’dan bir bütün hâlinde dünya semâsına, sonra oradan kısım kısım Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-‘e indirildi. O gecenin mübarek olması bundandır. Zîrâ Kur’ân’ın inmesi dinî ve dünyevî bir çok faydalara sebeptir. Yahut bu mübâreklik, o gece meleklerin inmesinden, ilâhî rahmetin coşup taşmasından, duaların kabul ve icabet bulmasından, nimetlerin taksîm ve ilâhî kaza ve takdirlerin birbirinden ayrılmasındandır.”
Müfessirler bu mübarek gece hakkında ihtilâf ettiler. Ekseriyet, bunun Kadir gecesi, İkrime ile bir grup da Berâet gecesi olduğunu söylemişlerdir. Ekseriyetin dayandığı hususlar şunlardır: Cenâb-ı Hak, el-Kadr sûresinde Kur’ân’ı, Kadir gecesinde, bu âyeti de mübarek bir gecede indirdiğini beyân buyurmuştur. Eğer bu iki geceden murat tek birgece olmasaydı tenakuz lâzım gelirdi. Allah Teâlâ içinde Kur’ân indirilen ayın Ramazan ayı olduğunu diğer iki âyette de açıkça ifâde etmiştir (bkz. ei-Bakara: 185). Buna göre mübarek gecenin Şaban gecelerinden değil, Ramazan gecelerinden biri olması îcâb eder. Cenâb-ı Hak, mübarek geceyi «Onda her hikmetli iş ayrılır.» diye vasıflandırmış, Kadir gecesi hakkında da, onda melekler ve rûh, her emirden dolayı Rablerinin izniyle inmekte olduğunu beyân buyurmuştur ki, bu emir o seneden gelecek seneye kadar olan amel, rızık, hayat, ölüm gibi Allah’ın kazasıdır.
İbni Abbâs -radıyallâhu anhümâ- der ki:
“Cenâb-ı Hakk’ın bütün kazaları Şaban’ın nısf (yarı) gecesinde memur meleklere tesiîm edilir.”
Bazılarına göre, Beraat gecesinde emirler Levh-i mahfuzdan istinsahına başlanır, kâtipler bu geceden gelecek senedeki aynı geceye kadar olan vak’aları yazar ve bu, Kadir gecesi bitirilir de rızıklara âit nüsha Mîkâil -aleyhisselâm-‘a, harplere, zel-zelere, saikalara, çöküntülere âit nüsha Cebrail -aleyhisselâm-‘a, ameller ile ilgili nüsha dünya göğünün sahibi ve büyük melek olan İsrafil -aleyhisselâm-‘a, musîbetlere âit nüsha da Azrail -aleyhisselâm-‘a tesiîm olunur.
Denildi ki, Berâet gecesine has, beş haslet vardır:
1- Her mühim iş o gece tefrîk edilir.
2- O geceki ibâdetin fazîleti büyüktür.
3- Rahmet-i ilâhiyye feyezan eder.
4- Mağfiret gecesidir.
5- O gece Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-‘e şefaat hakkının tamâmı verilmiştir.
Çünkü Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Şaban’ın 13. gecesi ümmeti hakkında şefaat istemiş, bu şefaatin üçte biri verilmiş, 14. gecesi yine istemiş, üçte biri daha verilmiş, 15. gecesi talep etmiş, bu gece şefaatin tamamı ihsan buyurulmuş. Bu şefaatten mahrum olanlar Allah’tan, devenin ürküp kaçtığı gibi kaçanlardır. Âdât-ı ilahiyyedendir ki, bu gece Zemzem kuyusunun suyu artar. Şaban’ın nısf (yarı) gecesine “Mübarek, Be-râet, Sak (berat, ferman), Rahmet” isimleri verilmiştir (Şeyhzâde, Râzî, Ebussuûd). (Kur’ân-ı Hakîm ve Meâl-i kerîm 3 / 55)
Gunyetü’t-Tâlibîyn’de Kur’ân-ı Kerîm’den âyet-i kerîmelerle îzah edildiği üzere:
“Allah Teâlâ yağmura, zeytine, Hazret-i îsâ -aleyhisselâm’a, Kabe-i muazzama’ya vs. mübarek vasfını vermiştir.
Berâet gecesine de mübarek gece denmiştir. Çünkü o gecede yeryüzü sakinlerine (müslümanlara) rahmet, bereket, hayır, afv ve mağfiret iner.” (Gunye 1 /189)
Ali bin Ebî Tâlib -kerremellâhu vecheh-‘den rivayet edilen hadîs-i şerîfte Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuşlardır:
“Allah Teâlâ Hazretleri, Şaban’ın onbeşinci gecesi dünya semâsına nüzul eder, şunlardan maâdâ bütün müslüman-ların günahlarını afv eder: Müşrik veya münafık veya akrabası ile münâsebetini kesen veya zinâkâr kadın..”
Urve -radıyallâhu anh-, Hazret-i Âişe -radıyallâhu anhâ-‘dan rivayet ediyor:
“Şaban’ın onbeşinci gecesinde Nebiyy-i Zîşân -sallâllâhu aleyhi ve sellem- yanımdan ayrılıp gitmişti…
Ben, -sallâllâhu aleyhi ve sellem-‘in diğer hanımlarına gittiğini sandım. Kalktım, eVde onu aramaya başladım. Ararken ellerim ayaklarına değdi. Secde hâlinde idi. Şu duayı okuyordu, hemen ezberledim:
“Yâ Rabbi!.. Sana kendimden geçerek secde ediyorum. Kalbim sana inandı. Nimetini ikrar, günahımı îtirâf ederim. Nefsime zulmettim, beni bağışla!.. Çünkü Senden başka günahları bağışlayan yoktur. Yâ Rabbi!.. Cezandan afvına, intikamından rahmetine, gadabından rızâna sığındım. Ve Senden Sana sığındım. Seni hakkı ile -Senin kendi nefsini sena ettiğin gibi- övmekten âcizim.”
İşte bu suretle -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz sabaha kadar ayakta ve oturarak ibâdet ve (duasına) devam etti. Mübarek ayaklan şişip ağrımıştı. Ben bir yandan ayaklarını ovuyor, bir yandan da şöyle diyordum:
-Anam babam sana feda olsun! Allah Teâlâ senin geçmiş ve gelecek günahlarını mağfiret etmedi mi? Seni geçmişte ve gelecekte günah işlemekten muhafaza buyurmadı mı? Öyle değil mi? Öyle değil mi?
Sallâllâhu aley hi ve sellem Efendimiz şöyle buyurdular:
-Ya Âişe!.. Ben Rabbimin bunca nîmetine şükreden bir kul olmayayım mı? Hem sen bu gecede neler olduğunu biliyor musun? dedi. Ben de:
-Bu gecede ne var ki? dedim. Şöyle buyurdular:
«-Bu sene içinde doğacak ve ölecek olanlar bu gecede yazılırlar. Bu gecede canlıların azıkları tayın ve taksim olunur. Kulların amelleri yine bu gece Allah’a yükseltilir. » Ben:
-Yâ Rasûlâllâh! Allah’ın rahmeti olmadan Cennete girilmeyecek mi? dedim. Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
-Allah’ın rahmeti olmadan hiçbir kimse Cennet’e giremez, buyurdular. Ben:
Sen de mi? dedim. -Sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz:
-Ben de. Allah Teâlâ beni de ancak rahmet-i ilâhiyyesine gark etmiş olarak Cennetine koyar, dedi. Ve elleri ile başını ve yüzünü mesh etti.” (Gunye 1/190)
Beraat Gecesi ibâdeti
-Beraat gecesinin tamamı tevbe, ibâdet, duâ ve niyazla uyanık olarak geçirilmelidir. Zîrâ bu gece müslüman için çok önemli bir gecedir.
-Beraat gecesinin gündüzünde oruçlu bulunmalı.
-Akşam namazından sonra, üç Yâsîn-i şerîf ve Beraat duası okunmalı.
-Yatsıdan sonra 100 rekatlık Salât-ı Hayr diye isimlenen namaz kılınmalı.
Şimdi bunları kısaca îzâh edelim:
Her mübarek gecenin gündüzünde oruçlu bulunmak âdetimiz olduğu gibi, Beraat gecesinin gündüzünde de oruçlu bulunmalı. Şaban’ın 14. gününü 15. gününe bağlayan gece, akşam namazından sonra üç defa (eûzü-besmele ile) Yâsîn-i şerîf okumalı.
Her Yâsîn-i şerîf okunduktan sonra aşağıdaki Beraat duası okunmalı:
Birinci okuyuşta, Cenâb-ı Hakk’tan hayırlı ve uzun ömür talep, kaza ve belâdan emîn olmak niyetiyle,
İkinci okuyuşta bol ve helâl rızık temennî niyetiyle,
Üçüncü okuyuşta son nefesinde hüsn-i hatime, yani îmân-ı kâmil ile göçmek niyetiyle okunmalıdır.
Allâhümme yâ zel menni ve lâ yümennü aleyh.. Yâ zelcelâli vel ikram. Yâ zettavli vel in’âm.
Lâ ilahe illâ erite zahrallâciîne ve cârel müstecirîne ve emânet hâiline.
Allâhümme in künte ketebtenî ındeke fî ümmil kitabi şakıyyen ev mahrûmen ev matrûden ev mukatteren aleyye firrizkı femhu.
Allâhümme bi fadlike şekâvetî ve hırmânî ve tardî ve iktâre rizkî ve esbitnî ındeke fî ümmil kitabi saîden ve merzûkan ve mu-vaffakan lilhayrâti. Fe inneke külte ve kavlükel hakku fî kitâbikel münzeli ve alâ lisânı’ Nebiyyikel mürseli.
Yemhullâhü mâ yeşâü ve yüsbitü ve ındehû ümmül kitabi. İlâhî bittecelliyil a ‘zam i fî leyletin nısfı min Şa ‘banel mükerremi el-letî fîhâ yüfraku külli emrin hakîm.
Ve yübramü en teksife annâ minel belâi mâna’lemü vemâ lâ na’lemü vemâ ente bihî e’lem. İnneke entel eazzül ekramü.
Ve sallâllâhu alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve esh-âbihî ve evlâdihî ve ezvâcihî ve selleme.
Berat Gecesi Duasının Anlamı
Ey, kullarına sayısız lütuf ve ihsanlarda bulunan onların karşılığına ihtiyacı olmayan Allah’ım!. Celal ve Kerem sahibi Rab-bim! Biz âciz kullarına sonsuz nimet ve imkanlar bahşeden Sensin! Senden başka ilah yok! Sana sığınıp yalvaranlara yardım edersin! Korkanların güvenip sığınacağı yegâne melcei yine Sensin!
Ya Rabbi, Senin nezdindeki kitabında, Levh-i Mahfûz’da şayet beni kötü, mahrum, ilâhî rahmetten kovulmuş, fakir bir insan olarak yazmış isen fazlınla bu kötü kaderimi; âsî, mahrum, ilâhî huzurdan kovulmuş, darlık içinde hayat geçirmeye mahkum bir fakir insan oluşuma ait yazgımı siliver Allahım! Beni, nezdindeki ana kitapta iyilerden, salih kullarından, rızkı bol, zengin ve hayırlı işlerde yarışan ve muvaffak olan kullarından olarak yazıver.
Allah’ım! -Senin sözün haktır- Nebiyy-i Zişan’ın lisanı üzere gönderdiğin mukaddes Kitabında şöyle buyurdun: “Allah dilediğini siler. (Dilediğini de) sabit bırakır. Bütün kitapların aslı Onun yanındadır” (Rad Sûresi, 39)
ilahî! “Her hikmetli iş nezdimizde bir emir ile o zaman ayrılır” (Duhan, 4) buyurduğun mükerrem Şaban ayının 14. gecesi en büyük tecellin ile; bildiğimiz bilmediğimiz, Senin bildiğin bela ve musibetleri bizlerin üzerinden kaldırmanı diliyoruz. Şüphesiz Sen, sonsuz güç ve kuvvet sahibisin! Lütuf ve ihsanı bol olan Rabbimizsin!
Allahım! Seyyidimiz, Efendimiz Hazret-i Muhammed’e, âline, ashabına, evlâdına ezvâc-ı tâhirâtına salât ü selâm eyle! Dualarımızı Habibin hürmetine kabul eyle!
Beraat Gecesi Namazı
Abdulkâdir Geylânî hazretleri -rahimehullâh-‘ın Gunyeiü’t-Tâlibîyn adlı eserinin 192. sayfasında, bu gecede yüz rekatlık namaz kılınması ile ilgili olarak şunlar zikredilmektedir:
“Rivayet edildiğine göre Şaban ayının onbeşinci gecesi yüz rekat namaz kılınır.. Her rekatta Fâtihâ-i şerîfe’den sonra, on İh-lâs-ı şerîf (Kulhüvallâhu ehad…) okunarak kılınan bu namaza “Salât-ı Hayr” denir. Bu namazda pek ziyâde feyiz ve bereket vardır. Selef-i sâlihîyn bu namazı bir araya gelerek, cemâatle kılarlardı. Bu namazda pek çok fazîlet ve sevap vardır.
Hasan-ı Basrî-rahimehullâh- Rasûlullâh’ın ashabından otuz kişi bana haber verdiler ki:
«-Bir kimse, bu namazı, Beraat gecesinde kılmış olsa, Allah Teâlâ rahmet nazarı ile yetmiş defa bakar ki, her bir bakışta o kimsenin yetmiş ihtiyâcını ona ihsan eder. Bunların en aşağısı, günahlarının bağışlamasıdır..»
«Bu namazı, Receb ayının faziletleri bölümünde belirttiğimiz, ihyâsı müstehâp olan ondört gecede de kılmak, feyiz ve berekete, sevâb ve ecre nail olmak bakımından aynıdır.» (Gunye, 1 /192)
Not: Üzerinde kaza namazı borcu olanların, bu namaz yerine öncelikle kılabildiği kadar kaza namazı kılmaları tavsiye olunur. Kaza namazı borcu olmayanlar, elbette kılarlar ve va’d edilen sevaba ve ikrama ererler, inşâallâh.
Not: imam-ı Rabbânî hazretlerinin Mektûbât-ı Rabbânî adlı eserinde özellikle 288. mektupta ve kısmen 168. mektupta “nafile namazların (Teravih ve güneş tutulması namazı dışındaki) cemaatle kılınmasının mekruh olduğu” belirtilmektedir. Tesadüfen bir araya gelmiş olan iki üç kişinin dışında, dört veya daha fazla müslü-manın toplanarak, nafile namazları cemâatle kılmaları yanlış ve bid’at olarak izah edilmektedir. Bu sebeple, hem diğer gecelerdeki nafile namazların, hem de bu gecede kılınacak namazın münferid olarak edâ edilmesini daha münâsib görüyoruz.
hayırlı kandiller rummacım..